Alopesi vücudun herhangi bir bölgesinde bulunan kılların herhangi bir nedenden ötürü dökülmesidir. En çok hormonlara bağlı olarak gerçekleşen Androjenik Alopesi ( AGA )tipi görülür. Andorogenetik alopesi, erkek tipi saç dökülmesi olarak adlandırılmasına rağmen kadınları da %45 oranında etkiler.
Alopesi kendi içinde ciltte iz bırakan ( scarring alopecia ) ve ciltte iz bırakmayan (non- scarring alopecia ) olarak iki alt sınıfa ayrılır. Ciltte iz bırakan alopesi nadir görülür.
Hormonlara bağlı dökülme şeklidir. Tipik olarak saç kökleri öncelikle incelir sonrasında da kellik görülür. Testesteron hormonu her ne kadar erkeklik hormonu olarak bilinse de kadınlarda bulunmadığı gibi bir yanlış algıya düşmemek gerekir. Erkeklerin %70’i ve kadınların %45’i bu tip dökülmeden etkilenir. Testesteron kıl köklerinde 5 alfa redüktaz enzimi tarafından dihidrotestesteron adlı bir hormona dönüştürülür. Bu tarz dökülmesi olan bireylerin sadece belirli bir kısmında yüksek bulunur. Önemli bir kısımda ise hormon seviyeleri tamamen normaldir. Bunun nedeni ise dihidrotestesteronun büyük bir kısmının saç köklerinde üretilmesi ve buradan sistemik dolaşıma çok az geçmesidir. Bundan ötürü saç dökülmesinin nedenleri araştırılırken bu faktörün göz önünde bulundurulması gerekir. Dihidrotestesteron saç hücrelerindeki reseptörlere bağlanarak hücre içine sinyal gönderir; saçlı deride saç dökülmesini artırırken vücudun diğer bölgelerinde kıllanma artışına yol açar. Bazı çalışmalarda bu tarz saç dökülmesi olan erkeklerde kalp hastalıkları ve prostat büyümesi riskinin de arttığı gösterilmiştir.
Finasteride etken maddesi içeren ilaçlar, androjenik alopesi tedavisinde FDA onayı almışlardır. Etkilerini 5 alfa redüktaz enzimi tip II’yi etkisiz hale getirerek gösterirler.
Bu grupta bahsedilmesi gereken diğer bir etken madde ise Dutasteride’dir. 5 alfa redüktaz tip 1 ve tip II’ye etki gösterir. Kısa dönem kullanımda finasteride göre daha etkin olduğu gösterilmiştir. Uzun dönemli kullanım sonuçları olmadığından henüz FDA onayı yoktur.
Her iki ilaç yan etkileri tarafından karşılaştırıldığında aynı veriler saptanmıştır.
Minoxidil etken maddesi ilk başta tansiyon hastalarında kan basıncını regüle etmek için kullanılmıştır. Saç büyümesini ne şekilde stimüle ettiği hala tam olarak anlaşılamamış olmasına rağmen androjenik saç dökülmesi tedavisinde FDA onayı almıştır. Topikal olarak kullanan hastaların %60 civarında saç dökülmesinin durduğu saptanmıştır. Minoxidil kullanan hastaların çoğu ilacı bıraktıklarında eskisinden daha yoğun bir saç dökülmesi ile karşılaşmaktadırlar. Bu sebeple ilacın sürekli kullanılması önerilmektedir.
Saç ekimi yıllar içinde gelişerek son yıllarda gerçekleşen en çok medikal estetik işlemlerinden biri haline gelmiştir. Her yıl birçok insan diğer ülkelere seyahat ederek saç ekimi yaptırmaktadır. Saç dökülmesinden yakınan kişilere kalıcı çözüm sunması en büyük artısıdır. Alınacak sonuç kişinin tedaviye uygun olması, beklentisi, işlemi yapan kliniğin ve cerrahın tecrübesine göre değişkenlik gösterir. Kişiye özel planlama yapan ve tecrübeli kliniklerde gerçekleştirilen saç ekimleri yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.