Saç Dökülmesi ve Dihidrotestosteron (DHT)

Saç Dökülmesi ve Dihidrotestosteron (DHT)

Her iki cinsiyet de androjen üretebilmesine rağmen, çoğu insan bu hormonları erkeklerle ilişkilendirir. Testosteron her iki cinsiyette adrenal bezlerden, kadınlarda yumurtalıklardan, erkeklerde ise testislerden salgılanır. DHT, androgenetik alopeside saç dökülmesi ile ilişkili güçlü bir androjen olup, ciltte ve saç folikülü dermal papillasında en önemli androjen olarak bilinir. Testosteron, 5-alfa-redüktaz enzimi tarafından DHT’ye dönüştürüldüğünde bu hormon oluşur. Bu dönüşüm, testislerde veya yumurtalıklarda değil, çoğunlukla cilt gibi çevresel dokularda gerçekleşmektedir.

Erkekler ve kadınların saç dökülmesini farklı şekillerde yaşamasının nedenini anlamak ve cinsiyete özgü tedaviler geliştirmek için her iki cinsiyette de DHT sentezinin belirlenmesi gereklidir. DHT, saç dökülmesini düzenleyen en bilinen hormondur. DHT’nin saç foliküllerindeki rolünün daha iyi anlaşılması, saç dökülmesi tedavilerinin geliştirilmesini kolaylaştıracaktır.

DHT’nin kafa derisindeki saç dökülmesi ile bağlantılı olduğuna dair 30 yılı aşkın süredir kanıt olmasına rağmen, bu bağlantı günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. İlk gebeliklerin gecikmesi ve çevresel etkenler sebebiyle androgenetik alopesinin yaygınlığı artmaktadır. Bunun yanı sıra, giderek daha fazla kadına metabolik sendrom ve polikistik over sendromu (PKOS) tanısı konulmakta olup, her iki durum da aşırı androjen üretimi ve saç dökülmesine sebep olabilir. Bu gelişme, ilk olarak DHT’ye odaklanan ve hala alopesi araştırmalarına yön veren etkin tedavi geliştirme çabalarını artırmıştır. Son araştırmalar, androjen metabolizması ve hormonal düzenlemenin yaşa bağlı saç incelmesine nasıl yol açtığını anlamayı hedeflemektedir.

DHT’nin Saç Foliküllerinin Küçülmesindeki Rolü

DHT, ergenlikten sonra saç foliküllerinin küçülmesi ve terminalizasyonu için gereklidir. Daha kısa ve ince saç telleriyle sonuçlanan saç folikülü küçülmesi, minyatürleşme olarak adlandırılır. Folikül sonunda tamamen saç üretmeyi durdurabilir. DHT, esas olarak androjenlere duyarlı saç foliküllerini etkiler. Genetik olarak DHT’ye hassasiyeti olan kişilerde, ergenlik döneminde DHT üretimi artar ve bu durum, saç foliküllerinin anajen (büyüme) evresinin kısalmasına ve minyatürleşmesine neden olur. Her birey bu süreci farklı bir şekilde ve daha yavaş bir hızla yaşar.

 Androjen reseptörü, duyarlı saç foliküllerine tutunan bir protein olup, DHT’ye karşı foliküler tepkiyi düzenler. İn vitro araştırmalar, androjen reseptörünün fonksiyonunu etkileyen faktörlerin, DHT’nin saç foliküllerine olan etkisini etkileyebileceğini göstermektedir. Araştırmalar, androjen reseptörünü bloke ederek kasık, sakal ve koltuk altı tüylerinin genel uzamasının engellenebileceğini ortaya koymuştur. Zaman içinde, ergenlik döneminde görülen saç dökülmesinin epidermiste artan DHT seviyeleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur. Zaman içinde, ergenlik döneminde görülen saç dökülmesinin epidermiste artan DHT seviyeleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur. Çalışmalar, DHT yoğunluğu ile kafa derisinin ön ve parietal bölgelerindeki saç foliküllerinin boyutları arasında kayda değer bir ilişki olduğunu işaret etmektedir. DHT seviyeleri, saç foliküllerinin boyutuyla birlikte artar. DHT seviyelerini düşüren çeşitli tedaviler, saç foliküllerinin küçülmesini durdurarak saç dökülmesini azaltabilir. Kafa derisinin arka ve yan kısımlarında saç dökülmesi nadiren görülür, çünkü bu saç foliküllerinde DHT reseptörleri bulunmaz, bu da onları küçülmeye dirençli hale getirir.

Kalıtsal Yatkınlık ve DHT Hassasiyeti

Özellikle kafa derisinde, bazı kişilerin genetik olarak “hassas” saç folikülleri vardır. Androgenetik alopesi ’de (yaygın kellik) görüldüğü üzere, saç dökülmesi aileden gelebilir. Androjen reseptör genindeki varyasyonlar, saç dökülmesi riskini ve şiddetini farklı derecelerde etkileyebilir. Erkeklerin DHT ve testosteron seviyeleri daha yüksek olduğundan, kadınlara oranla daha sık androgenetik alopesi görülür. 40 yaşına gelindiğinde, erkeklerin yaklaşık %70’inde saç seyrelmesi olduğu belirtilir.

Saç seyrelme desenleri, DHT’ye karşı genetik bir yatkınlığın karakteristik özelliğidir. Genetik etkenlerden kaynaklanan belirli bir saç dökülmesi türü, androgenetik alopesi olarak bilinir.  5-alfa-redüktaz, testosteronu DHT’ye dönüştüren, saç foliküllerinin reseptörlerine tutunup saç dökülmesine neden olan bir enzimdir. DHT ile temas eden foliküller, saç tellerinin giderek incelip kısaldığı “minyatürleşme” adı verilen bir süreç yaşar.

DHT Engelleyiciler ve Saç Dökülmesi Tedavileri

DHT’nin neden olduğu saç dökülmesini çözmek amacıyla sayısız farmasötik tedavi oluşturulmuştur. 5-alfa-redüktazı inhibe eden iki ilaç finasterid ve dutasteriddir; dutasterid tip I izoenzimi inhibe eder. DHT seviyeleri buna bağlı olarak düşer. DHT engelleyicileri, çeşitli topikal tedaviler ve besin takviyelerini kapsar. Klinik araştırmalar, sistemik DHT bloklayıcılarının bir yıl içinde saç dökülmesini yaklaşık %50 oranında azaltabileceğini göstermektedir. Bu ilaçların olumsuz etkileri olabilir, bu da uzun vadede reçete edildiği şekilde alınmalarını güçleştirebilir.

Sadece bazı kişiler DHT bloklayıcılara iyi yanıt verir. Bu, her her vücudun DHT üretme şeklindeki farklılıklardan veya DHT’nin saç gelişim döngüsü üzerindeki etkilerinin karmaşıklığından kaynaklanabilir.

Dolayısıyla, saç uzamasını teşvik etmek için DHT inhibitörleri ile diğer ilaçları birleştiren kombine tedaviler popüler olmuştur. Yine de, bu tedavilerin etkinliği hâlâ tartışılmaktadır. Anlatılan bulgular ve az sayıda vaka çalışması başarıyı işaret etse de, daha fazla araştırma gereklidir.

Saç Dökülmesine Yönelik Tedavilerin Geleceği

İncelenen literatür, DHT’nin erkek tipi saç dökülmesi (androgenetik alopesi) ve saç dökülmesiyle ilişkili diğer hastalıklardaki önemli rolüne dikkat çekmektedir.

Saç foliküllerinin biyolojisi hakkındaki bilgimizin ilerlemesi sayesinde saç uzamasını destekleyen yeni tedaviler geliştirilmiştir. DHT ve saç dökülmesi arasındaki ilişkiyi inceleyecek gelecekteki çalışmalar, saç foliküllerinin DHT’ye duyarlılığını etkileyen genetik değişkenlere odaklanacaktır. Saç dökülmesi tedavilerini geliştirmek, DHT duyarlılığının genetiğini keşfetmeyi ve 5-alfa-redüktaz enzimini hedefleyen tedaviler oluşturmayı gerektirecektir.

Topikal DHT inhibitörleri ve finasterid zaten erişilebilir olduğundan, gelecekte farklı invazivlik ve etkililiğe sahip daha fazla seçenek tıbbi müdahalelerde muhtemelen yer alacaktır. Her bireyin genetik profiline göre uyarlanmış saç bakım çözümleri de gerçeğe dönüşmektedir. Geleneksel olarak popüler olan saç ekimi ve trombositten zengin plazma tedavileri, daha iyi sonuçlar elde etmek için özel saç bakım ürünleriyle birleştirilebilir.

 

 

Smile Hair Transplant Clinic Istanbul has 4.91 out of 5 stars 5355 Reviews on ProvenExpert.com